Doğumdan Sonra Cinsellik


Araştırmalar kadınların çoğunun cin­sel ilişkiye doğumdan 12 hafta son­ra, üçte birinin de doğumdan altı hafta sonra başladıklarını gösteriyor. Doğumdan sonra cinselliğin kalitesi birçok faktörden etkilenir. Yeni an­ne baba rolü eşlerin ikisi için de yo­rucu ve dikkat dağıtıcı olabilir. Kadı­nın vajinasında dikişler olabilir ve bazı kadınlarda bunlar cinsel ilişki sı­rasında ağrıya yol açarak sorun ya­ratmaya devam edebilir. Hatta zor bir doğum deneyimi vajinizme ne­den olabilir .

Vajinal doğumdan sonra vajina gevşeyebilir ve penisi yeterince sıkı sarmalamayabilir. Pelvis tabanı eg­zersizleri kadının vajinasının yeni­den şekle girmesine yardım ede­cektir.

Emzirme de çiftin cinsel yaşamı­nı etkileyebilir. Tam gün emzirme yorucudur, zaman aiır ve bölünen uykusuyla kadın cinsel ilişkiden haz alamayacak kadar yorgun olabilir. Emzirmenin kadında libido üzerin­deki etkileri tartışmalı bir konudur. Emziren kadında hormon düzeyleri libidonun azalması gerektiğini gös­teriyor, ama bazı kadınlar emzirme­nin erotik bir deneyim olduğunu söylüyor. Eşlerinin emzirmesini gö­ren erkekler farklı tepkiler veriyor ve bir kısmı bundan rahatsız oluyor.

Genelde çiftlerin çoğu doğum öncesine göre bu dönemde daha az seviştiklerini söylüyor. 

GEBELİK SIRASINDA CİNSELLİK
Kadınların çoğu gebelik sırasında li­bido değişiklikleri yaşar. Çeşitli araş­tırmaların sonuçları gebeliğin ilk üç ayında ve son üç ayında cinsel ilgi­de azalma görülebildiğini, buna kar­şılık bazen ortadaki üç ayda libido artışı olabildiğini düşündürüyor.

Bunların sorumlusunun gebelik sıra­sında gerçekleşen büyük hormonal değişiklikler mi, yoksa sürecin zo­runlu kıldığı sosyal ve duygusal uyum adımları mı olduğunu söyle­mek güçtür.

Geçmişte gebelik sırasında cinsel ilişkinin ve orgazmın fetüse zarar verebileceği düşünülüyor ve cinsel ilişkiden kaçınılıyordu. Yeni araştır­malar bunun çoğunlukla gerçekdışı olduğunu gösterdi. Bazen, geçmiş­teki gebeliklerinin belli aşamalarında sorunları olmuş bir kadına gebeliğin o aşamasında cinsel ilişkiden kaçın­ması önerilebilir. Örneğin daha önce gebeliğin ikinci üç aylık diliminde rahim boynunun açılması nedeniyle düşük yapmış bir kadına, sonraki gebeliğinde bu aşamada cinsel iliş­kiden kaçınması söylenebilir.

Gebelikte, özellikle de gebeliğin sonlarına doğru cinsel ilişki teknik beceri ve biraz deneme sınama ge­rektirebilir! Yüz yüze birbirine sarılmak güç olabilir, bu yolu denemeyi boş verin. Kadının üstte olduğu po­zisyon, arkadan girme ya da yan ya­na pozisyon türleri denenebilir. Oral seks ve birbirine mastürbasyon yap­mak gibi başka iyi seçenekler de vardır.

Erkek gebeliğe eşlik eden vücut değişikliklerini çok uyarıcı bulabile­ceği gibi, bunlar engelleyici de ola­bilir. Özellikle vajina farklı, daha yu­muşak ve daha nemlidir. Ayrıca va­jina akıntısı daha fazladır. Gebelik genellikle çift için hem neşeli, hem de gerilimli bir dönemdir ve her iki eş de cinselliğe farklı anlarda farklı yaklaşabilir. Bol bol sarılarak, birbiri­ni okşayarak ve cinsel birleşmeyle ya da cinsel birleşme olmaksızın bir­birini rahatlatarak yakın bir temas içinde olmak her iki eşin de gereksi­nim duyacakları güveni sağlayabilir.

AMELİYATTAN SONRA CİNSELLİK
Prostat ameliyatları
Orta yaşlı ve yaşlı erkeklerde prostat büyümesi yaygın bir şikâyettir ve çoğu zaman erkek bu bölgedeki herhangi bir ameliyatın iktidarsızlığa ya da sertleşme sorunlarına neden olacağını varsayar. En yaygın pros­tat ameliyatı yöntemi idrar yolu için­den yapılan TURP işlemidir (transü-retral prostat rezeksiyonu) ve iyi el­lerde bu ameliyat vakaların yalnızca %5′inde sertleşme sorununa yol açar.

Öte yandan, prostat kanseri nedeniyle yapılan ameliyat ve rad­yoterapide erektil işlev bozukluğu riski yüksektir. Standart bir prostat ameliyatında (prostatektomi) erkek­lerin yaklaşık %80′inde erektil sorunlar gelişir ve son araştırmalar rad­yoterapide de sonuçların benzer dü­zeyde olduğunu gösteriyor. Bunun­la birlikte, sinir koruyucu prostatek­tomi olarak adlandırılan bir teknikte hastaların %80′inde ameliyattan 18 ay sonra sertleşme yetisinin sürdü­ğü ya da yeniden kazanıldığı bildiri­liyor.

Bazı merkezlerde sinir greftleri yerleştirme teknikleri de uygulanı­yor ve sertleşmeyi korumada iyi so­nuçlar alınıyor. Bununla birlikte, kan­ser tedavisinde gerekli ameliyat tipi kişiden kişiye değişir ve bazı durum­larda sertleşme sorunları kaçınılmaz olabilir.
Bununla birlikte, erkeklerin çoğu sertleşme ve orgazma ulaşma yeti­lerinde herhangi bir bozulma olma­sa da, eskisi gibi meni çıkaramadık­larını fark ediyor. Bu durumda meni, idrar kesesine boşalıyor. Buna geri­ye doğru boşalma (retrograd ejakülasyon) adı veriliyor. Orgazmdan hemen sonra idrardan alınan sperm­lerle eşe suni döllenme yapılarak ba­şarılı sonuçlar elde edilmekle birlik­te, genellikle erkek bu durumda kısır kalabilir.

Ameliyatın nedeni prostat kanseriyse, östrojen tedavisi ya da er­kek cinsel hormonu testesterona karşı ilaçların kullanılması ve testislerin çıkarılması gibi başka bazı yön­temlere başvurmak gerekebilir. Bu­nun nedeni prostat kanserinin geliş­mek için testesterona ihtiyaç duymaşıdır. Bu gibi tedaviler sonunda libido azalması olasılığı yüksektir.

Histerektomi
Rahmin orgazm için önemli olup ol­madığı tartışması henüz açıklığa ka­vuşmadı. Bazı çalışmalarda rahmin alınmasından (histerektomi) sonra kadında cinsel doyumun arttığı bil­dirilirken, bir bölümünde de azaldığı sonucuna varılıyor. Birçok kadın da herhangi bir değişiklik olmadığını bildiriyor.

Rahmin alınmasına her iki yu­murtalığın alınması eşlik ettiyse, hormonal nedenlerle libido azalma­sı görülebilir. Yumurtalıklar alınma­mışsa, kadınların çoğu ameliyattan önce yaşadıkları sorunlardan (örne­ğin şiddetli, uzun süreli ve sancılı kanamalardan) kurtulup cinsel ya­şamlarının yeni bir evresine girmek­ten mutlu oluyor.

Mastektomi
Göğüsleri alınan (mastektomi) ka­dınların üçte biri, hiç değilse geçici olarak cinsel nazlarının azaldığını belirtiyor. Mastektomi vücudun gö­rüntüsünde sarsıcı bir değişikliğe neden oluyor ve bazı kadınlar cinsel olarak şekil bozukluğuna uğradıkla­rını ve artık çekici olmadıklarını dü­şünüyor. Ameliyattan sonra kadınla­ra memenin yeniden oluşturulması ve meme protezleri konusunda öneriler yapılabilir. Ayrıca eşlerin ve danışmanların, ameliyatın cinselliğe yansımaları olabileceği gerçeğini gözden kaçırmamaları gerekir.

Barsak Ameliyatları
Önemli bazı barsak ameliyatlarında barsağın ucu dışarı açılır; bu işleme, ince barsak söz konusuysa ileosto-mi, kalın barsak söz konusuysa ko-lostomi adı verilir. Barsak ağzına bir torba yerleştirilerek, barsak içeriği burada tutulur. Bu tür bir ameliyatın büyük psikolojik etkileri olabileceği ve kişinin cinsel işlevini etkileyebile­ceği açıktır.

Kaldı ki, bazı ameliyatlarda cinsel organlara giden sinirler de zarar gö­rür ve bu nedenle de cinsel sorunlar ortaya çıkabilir. Özellikle rektumun (kalın barsağın son bölümü) alındığı ameliyatlarda bu daha sık görülür. Bu gibi vakalarda erkeklerin yaklaşık üçte birinde erektil sorunlar gelişir ve kadınların üçte biri nedbe (yara) dokusu oluşumu nedeniyle cinsel ilişki sırasında ağrı çeker. Bununla birlikte, ameliyattan birkaç yıl sonra cinsel işlevde düzelme olduğu da görülmüştür.

İleostomi ya da kolostomi geçir­miş kişiler yeni eşlerinin vücutların­daki kusuru keşfedeceği, eski eşleri­nin cinsel açıdan onları istemeyece­ği, sevişme sırasında torbanın patla­yacağı ya da hoş olmayan sesler ve kokular yayacağı endişesiyle dehşe­te düşebilir. Açıkçası, zamanla duru­ma uyum sağlanır ve yeni ya da es­ki eşlerin veya danışmanların konu ya duyarlı yaklaşması yardımcı ola­bilir. Birçok insan bu gibi ameliyat­lardan sonra evlenerek çocuk sahibi olur. Kaldı ki, eşler her ikisinin de kabul edilebilir ve zevkli bulduğu yeni sevişme yöntemleri geliştirebi­lir.

KALP KRİZİNDEN SONRA CİNSELLİK
Cinsellik kalp krizinden sonra “nor­male geri dönüşün” bir parçası ola­rak görülmelidir. Kriz sonrasında önemli komplikasyonlar yoksa se­vişmemek için hiçbir neden yoktur (ve zaten önemli sorunlar varsa kişi kendini kötü hissedeceği için cinsel­lik aklına gelmeyecektir). Cinsel iliş­kide harcanan çabanın iki kat merdi­ven çıkarken harcanan çabaya eşit olduğu söyleniyor; bu mümkünse,rahat bir ortamda fazla atletik hare­ketler yapmadan sevişmek de mümkündür.

Seyrek olarak cinsel ilişki anjinayı tetikleyebilir. Bu nedenle önceden bir dilaltı tableti (gliseril trinitrat) ya da spreyi alınabilir. Bazen kalp kri­zinden sonra yüksek tansiyon teda­visi başlatılır. İdrar söktürücüler (diüretikler) ya da beta blokerler gibi bazı tansiyon ilaçları zaman zaman erekti! sorunlara ya da libido azal­masına neden olabilir. Bu olursa doktora başvurarak dozu ya da ilacı değiştirin.

İNMEDEN SONRA CİNSELLİK
Bir araştırmada inme geçiren erkek hastaların çoğunda inmeyi izleyen yedi hafta içinde cinsel istek ve sert­leşmenin geri geldiği bildiriliyor. İnmeden sonra kişinin bir tarafında felç ya da kas zaafı kalabilir, dolayı­sıyla sevişme sırasında bunun dikka­te alınması gerekir. Kalp krizinde ol­duğu gibi, bazen yeni ilaçlar cinsel işlevi etkiler; bu gibi durumlarda doktorla görüşmekte yarar vardır.

OMURİLİK YARALANMALARINDAN SONRA CİNSELLİK
Aktör Christopher Reeve boy­nundan aşağısının felçli kalmasına yol açan yaralanmadan yalnızca bir­kaç ay sonra libidosunun bütünüyle yerinde olduğunu ve bir gün yeni­den baba olmayı umduğunu açıkla­dığı zaman hayli şaşkınlık yaratmıştı.

Gerçi her bireyin ayrı ele alınma­sı gerekir, ama eldeki kanıtlar omu­rilik yaralanması geçiren ve felçli kalan birçok kadın ve erkeğin cinsel is­teğinin normal olduğunu düşündü­rüyor. Bazı erkekler yaralanmadan sonra iktidarsız oluyor, ama çoğu ol­mayabiliyor. Boşalma sertleşmeden daha fazla etkileniyor. Cinsel organ­larda herhangi bir his olmasa da, bir­çok paraplejik kişi yaralanma önce-sindekinden farklı olmakla birlikte, orgazm olabildiklerini anlatıyor.

Veriler kadınların bu durumdan daha az etkilendiğini düşündürüyor ve birçok kadın yeni yaşamlarına uyum yaparak haz alınan bir cinsel yaşama kavuşuyor. Kadınlarda do­ğurganlık genellikle etkilenmiyor ve âdet kanamaları eskisi gibi devam ediyor. Erkeklerde boşalma olup ol­mamasına bağlı olarak kısırlık görü­lebilir, ama bazen yapay döllenme bir seçenek olabilir.